Çocuk Taziyenamesi
Bizim Aile dergimizin Aralık sayısını mutlaka, ama mutlaka okuyalım. Aralık sayısı dergilerimizi biraz geç istedik İstanbul’dan. Dergilerimize hemen bir göz attım. Sıra Bizim Aile’ye gelince ‘hikâye’ başlıklı uzun yazı dikkatimi çekti ve okumaya başladım.
Yapım itibariyle bazı hakikatleri öykü şeklinde okumayı sevdiğim için, heyecanla okumaya devam ettim. Bir yere gelince gözyaşlarımı tutamadım. Birlikte intihar edecek olan felsefe öğretmeni Devrim Hanım ve beyinin, Çocuk Taziyenamesi’ni okuduktan sonra, ne güzel hale geldiklerini gördüm. Nice devrim öğretmenlerinin bu hakikatleri beklediklerini düşündüm. Nice çocuğu vefat edip de hem dünya, hem ahiret hayatları perişan olan din kardeşlerimin halini düşündüm. Eğer Çocuk Taziyenamesi’ni onlara ulaştırmış olsak bu insanlar bu hallere düşer miydi?
Nice anne babalar ağır hasta çocuklarının başlarında beklerken Çocuk Taziyenamesi okusalar yaralarına merhem sürmüş olmaz mıydık?
Hikâye başlıklı yazı aynı zamanda bir şenliğin yarışmasında birincilik almıştı. İçimden acaba bu hikâyede anlatılan hadise yaşanmış mı yoksa düşünülmüş, teşvik amacıyla mı yazılmış bir yazı diye düşünüyordum.
İstanbul merkezimizden hikâye başlıklı yazının yazarı olan Dr. Kenan Taştan kardeşimizi aradım. Kendisini tebrik ettim. Ve öğrendim ki yazıya ‘Hikâye’ ismini Bizim Aile vermiş, “Bu olay tamamen gerçektir, bizatihi kendim yaşadım” dedi.
Buraya kadar gelmişken malûm hidayet öyküsünü kısaca aktaralım.
Devrim Hanım ve beyi felsefe öğretmenidirler. Biricik kızları okula giderken trafik kazasında vefat eder. Bu andan itibaren felsefe öğretmeni çiftin hayatı mahvolur. Psikiyatrist, psikolog gitmedikleri doktor kalmaz. İnançları zayıf oldukları için her gittikleri doktor: “Bu tabiatın kanunudur, hepimiz bir gün öleceğiz” derler. Öğretmenlerimiz çaresiz intihar etmeye karar verirler. Devrim öğretmen aynı zaman da Kenan Beyin kızının sınıf öğretmenidir. Bu vesile ile
Kenan Bey kızının durumunu sormak için gittiğinde görüşürler, fakat zaman zaman da tartışırlarmış.
Kızını kaybeden Devrim öğretmen diğer doktorlarda aradığını bulamayınca son çare olarak kendisiyle görüşmek istediğini Kenan Beye kızının aracılığıyla iletir. Kenan Bey istedikleri zaman görüşebileceklerini söyler. Kenan Bey felsefe öğretmeni Devrim Hanım ve eşinin ümitsiz, çaresiz, perişan halini görünce içi sızlar. Her türlü tedaviyi oldukları halde dertlerine çare bulamadıklarını söylerler. Onları etraflıca dinler. Çocuk Taziyenamesi’nden hem okuyarak, hem anlatarak çok güzel bir ders yapar. Uzun uzun konuşurlar. Konuşmanın sonunda Devrim öğretmen Çocuk Taziyenamesi’ni satın almak istemesine rağmen hediye eder Kenan Bey ve ayrılırlar.
Kenan Bey onların telefon etmesini beklemektedir. İki-üç ay sonra Devrim öğretmenin eşi telefonla Dr. Kenan Beyi dâvet eder. Kenan Bey, Devrim öğretmenin evinde çok güzel sürprizlerle karşılaşır. Çok sevinir bu duruma ve sevinç gözyaşlarını tutamaz.
Yazının tamamını okuyunca sizlerde Kenan Beyi tebrik edip, acaba bu yazıyı çevremde kimlere ulaştırabilirim gayretine düşeceksinizdir.
Bir gün Devrim öğretmen ve eşi ile tanışmak ümidiyle…